Denizciliğin kadim gelenekleri arasında önemli bir yere sahip olan jurnal defterleri, gemilerin seyir halindeyken veya limanlarda konakladıkları süre boyunca yaşanan gelişmeleri kayıt altına almak amacıyla tutulur. Bu defterlere, geminin rotası, hızı, bulunduğu konum, mürettebat değişimleri ve hava durumu gibi kritik bilgiler düzenli olarak işlenir. Ancak bazı deniz yolları ve boğazlar söz konusu olduğunda, bu defterlerdeki kayıtlar sadece teknik bir veri olmaktan çıkıp, tarihsel ve manevi bir anlam kazanır.
Rahat Yat Denizcilik VİP Hizmetler ve Temizlik firması sahibi Zakire Gizem Ayyıldız’ın sosyal medya paylaşımıyla gündeme getirdiği bu geleneklerden biri de Çanakkale Boğazı’ndan geçen gemilerin jurnal kayıtlarında yapılan farklılıklar üzerine. Peki, neden İstanbul Boğazı’ndan geçiş anbean kaydedilirken, Çanakkale Boğazı’nda tek bir not düşülür? İşte denizciliğin sessiz ama derin anlamlar taşıyan bu geleneği…
DENİZCİLERİN GÜNLÜĞÜ: JURNAL DEFTERLERİ
Ticaret gemilerinden savaş gemilerine kadar pek çok farklı tipte deniz taşıtı, rotaları boyunca jurnal defteri tutar. Bu defterlerde, özellikle dar geçitlerden ve stratejik sulardan geçiş sırasında detaylı kayıtlar tutulur.
Örneğin, Cebelitarık Boğazı’nı geçen bir geminin jurnali şu şekilde tutulur:
- 03:00 – Cebelitarık Boğazı’na girildi
- 07:00 – Cebelitarık Boğazı geçildi
Benzer şekilde, İstanbul Boğazı’ndan geçişte detaylı saat kayıtları yapılır:
- 08:00 – İstanbul Boğazı’na girildi
- 10:00 – Kavaklar geçildi
- 11:00 – Hisar geçildi
- 13:00 – İstanbul Boğazı çıkıldı
Bu kayıtlar, geminin güvenliği, seyrin doğruluğu ve olası denetimler için büyük önem taşır. Ancak Çanakkale Boğazı’na gelindiğinde denizcilik geleneği, bütün teknik detayları bir kenara bırakıp tarihsel bir duruş sergilemeye yönelir.
ÇANAKKALE BOĞAZI’NDAN GEÇİŞTE TEK BİR CÜMLE
Dünyanın dört bir yanından gemiler, Çanakkale Boğazı’ndan geçerken jurnale detaylı saat kayıtları yerine tek bir not düşer:
- 09:00 – Çanakkale çıkıldı.
- Ya da “15:00 – Şehitler Abidesi 2 milden selamlandı.”
Bu, denizciliğin en derin saygı duruşlarından biridir. Çünkü dünya üzerindeki birçok deniz yolu sadece bir coğrafi geçiş noktasıdır, ancak Çanakkale, bir milletin kanıyla yazılmış bir destanın yattığı yerdir.
Bu yüzden denizciler, Çanakkale’den geçerken uzun uzun teknik kayıtlar tutmaz. Çünkü burası sadece bir boğaz değil, bir milletin bağımsızlık mücadelesinin simgesidir.
“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” GERÇEĞİ
Tarihler 1915’i gösterdiğinde, Osmanlı Devleti’nin son büyük savunma hattı olan Çanakkale, dünyanın en büyük donanmalarına karşı bir milletin varoluş mücadelesine sahne oldu. İngiliz ve Fransız güçleri, bu boğazı aşarak İstanbul’a ulaşmak, Osmanlı’yı saf dışı bırakmak istiyordu. Ancak, Mehmetçik’in vatan sevgisi ve destansı direnişi, “Çanakkale Geçilmez” sözünü tarihe kazıdı.
Bugün, Çanakkale Boğazı’ndan geçen her gemi, bu gerçeğin farkında olarak geçer. Denizciler, boğazı sessizce ama derin bir saygıyla geçerken, şehitlerin anısına jurnale yalnızca tek bir satır yazarlar.
Çünkü herkes bilir ki:
Bu dünyada her yer geçilir… ama ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!