Avrupa Birliği ülkelerinde A, A+, hatta A+++ enerji sınıfı televizyonlar, monitörler ve beyaz eşyalar yaygın olarak tercih edilirken, Türkiye pazarında hala enerji tüketimi yüksek olan E, F, G ve hatta H sınıfı cihazların satılması kafaları karıştırıyor. Tüketici ise sessiz sedasız faturaları kabulleniyor.
⚠️ Türkiye’de Neden Enerji Verimsiz Cihazlar Satılıyor?
Enerji verimliliği sınıflandırmaları, Avrupa Komisyonu tarafından güncellenen yeni sistemle A’dan G’ye revize edilmiş durumda. Ancak Türkiye’deki elektronik market raflarında bu düzenlemelere uyum gecikmeli oluyor. Birçok uzman, Türkiye’nin düşük enerji sınıflı cihazları adeta “çöplük” gibi ithal ettiğini ve tüketiciye sunarak enerji israfına zemin hazırladığını belirtiyor.
🔹 İşte Temel Nedenler:
- Yüksek Verimli Ürünlerin Fiyatı Yüksek:
A+ veya A sınıfı televizyon, monitör ve benzeri ürünlerin fiyatları düşük enerji sınıflarına göre %20-40 daha pahalı. Türkiye’deki gelir dağılımı ve alım gücü dikkate alındığında, tüketici genellikle “ucuz olanı” tercih ediyor. - Denetim Eksikliği:
Avrupa’da enerji verimliliği standartları sıkı biçimde denetlenirken, Türkiye’de bu kontroller çoğu zaman kâğıt üzerinde kalıyor. Etiketler doğru olsa da içerik genellikle sorgulanmıyor. - İkinci Sınıf Ürün İthalatı:
Avrupa ülkelerinde satılamayan, sınıfta kalmış ürünler Türkiye, Balkanlar ve Afrika gibi bölgelere topluca ihraç ediliyor. “Ucuzluk” algısı altında, bu ürünler büyük zincir marketlerde vitrinleri süslüyor. - Tüketici Bilinçsizliği:
Enerji etiketi ne anlama geliyor? A ile G arasında ne kadar fark var? Tüketici çoğu zaman bu konuda bilgili değil. Dolayısıyla ucuz bir televizyonun aslında uzun vadede daha pahalıya patlayacağını fark edemiyor. - Yasal Düzenleme Eksikliği:
Türkiye’de enerji etiketleme mevzuatı AB ile büyük ölçüde uyumlu olsa da, uygulama konusunda ciddi açıklar var. Firmalara yaptırım uygulanmaması, düşük sınıflı ürünlerin piyasaya rahatça girmesine yol açıyor.
📺 MONİTÖR VE TELEVİZYONLARDA DURUM VAHİM!
Özellikle televizyon, monitör ve bilgisayar ekranlarında A enerji sınıfına rastlamak neredeyse imkânsız. Ortalama bir 55 inç televizyonun Türkiye’de yaygın olan modelleri genellikle F veya G enerji sınıfında. Bu da yıllık elektrik faturasında 500-800 TL ek yük anlamına geliyor.
Avrupa’da ise satılan televizyonların %60’tan fazlası B ve C enerji sınıfına sahip. Bu fark, ülke genelinde yılda milyarlarca kilovatsaatlik enerji kaybına ve milyonlarca dolarlık zarara neden oluyor.
🔧 ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
🔹 Devlet Desteğiyle Enerji Verimli Ürün Teşviki:
Tıpkı beyaz eşya kampanyalarında olduğu gibi, enerji verimli ürünlere KDV indirimi veya doğrudan teşvik uygulanmalı.
🔹 Zorunlu Enerji Etiketi Eğitimi:
Tüm zincir marketlerde satış danışmanlarının enerji sınıfı konusunda eğitimli olması zorunlu hale getirilmeli.
🔹 İthalata Kısıtlama Getirilmesi:
E sınıfının altında olan (F, G, H) cihazların ithalatına sınırlama getirilmeli. Gerekirse geri dönüşüm için değerlendirilip yurt içinde satışı yasaklanmalı.
🔹 Tüketici Bilgilendirme Kampanyaları:
“Ucuz olan uzun vadede pahalıdır” temalı kamu spotlarıyla farkındalık artırılmalı.
🔋 ENERJİ TASARRUFU, HEM CEBİMİZİ HEM GELECEĞİMİZİ KORUR
Türkiye, enerjide dışa bağımlı bir ülke. Enerji verimliliği yalnızca bireysel tasarruf değil, aynı zamanda ekonomik güvenlik ve çevre koruma meselesidir. AB standartlarına tam uyum sağlanmazsa, sadece bireysel elektrik faturaları değil, Türkiye’nin enerji ithalat faturası da kabarmaya devam edecek.